ONUR ÖZDEMİR
   
 
  Türkiyenin ekonomik değerlendirilişi

Son Dönemdeki Ekonomik Performans

AB’ye giris süreci ile birlikte uyumlastirma çalismalari, Türkiye’deki politik ve ekonomik reformlar için önemli bir dayanak noktasi olusturdu. Türkiye, 1995 yilinda, Avrupa Birligi (AB) ile bir gümrük birligi anlasmasi imzalamasinin ardindan, Aralik 1999’da gerçeklestirilen Helsinki Zirvesinde AB üyeligi için aday oldu. Türkiye’nin tam üyelige yönelik müzakereleri resmi olarak Ekim 2005’te basladi. Ekim 2007 itibariyle, dört baslik altinda açilan müzakereler, bir baslik (bilim ve arastirma) için geçici olarak kapandi.

2001 krizinin ardindan Türkiye, yüksek oranda büyüme ve önemli bir yapisal dönüsüm dönemine girdi. 2002 – 2006 döneminde, yillik büyüme ortalama yüzde 7,5 düzeyinde gerçeklesirken üretim yüzde 40’in üzerinde bir artis kaydetti. Bu olumlu performans, büyük ölçüde, hükümetin saglam ekonomik politikalara bagliligini sürdürmesinin yani sira uluslararasi ekonomik ortamin elverisli olmasindan kaynaklandi. Hizli büyümeye karsin, issizlik oranlari bu dönemde yüzde 10 civarinda seyretti ve istihdam yaratilmasi hükümet gündeminin en üst siralarindaki yerini korudu.

Saglam mali disiplin ve siki para politikalari enflasyonun tek rakamli düzeylere indirilmesinde ve borç sürdürülebilirliginin iyilestirilmesinde yardimci oldu. Net borcun GSMH içindeki payi, 2006 yili sonuna kadar yüzde 45 düzeyine geriledi ve ayrica niteligi de iyilesti. Is ortaminin iyilestirilmesi ve kamu sektörü reformu ile birlikte mali sektörün yeniden yapilandirilmasinda önemli ilerleme kaydedildi. Saglam politikalar, elverisli bir uluslararasi ortam ve AB’ye giris beklentileri Türkiye’nin ihracat kapasitesini arttirmasina ve büyük sermaye akislarini çekmesine yardimci oldu.

Ilerideki Güçlükler

Geçmis yillardaki basarili ekonomik performansa karsin makroekonomik hassasiyetler varligini sürdürmeye devam ediyor. Türkiye, son dönemlerdeki belirsizlikleri ve Amerika’daki yüksek riskli ipotek kredilerinin zararlarinin neden oldugu süregelen piyasa dalgalanmasini atlatmayi basardi ve ekonominin esnekliginin büyük ölçüde iyilesmis oldugunu gösterdi.

Ülkenin en önemli hassasiyet kaynaklarindan birini olusturan artan cari islemler açigi 2006 yilinda GSMH’nin yüzde 8,2’sine ulasti, buna karsin, DYY ve diger borç yaratmayan akislarin açigin yüzde 50’sinden fazlasini finanse etmesi ile birlikte finansmanda önemli ölçüde iyilesme kaydedildi. Büyük ölçüde güçlü talebe, hizmet enflasyonunda israrli olunmasina ve küresel piyasa dalgalanmasina bagli olarak enflasyon 2006 yilinda hedefi asarak yaklasik yüzde 10’a ulasti. 2007 yilinda ise, yillik enflasyon oraninin, yine resmi yüzde 4 düzeyinin üzerinde, yaklasik yüzde 8 olarak gerçeklesmesi bekleniyor 2. Diger önemli konulari ise nispeten yüksek kamu borç yükü ve son dönemde mali tutumda meydana gelen gevseme olusturuyor.

Genel olarak, Türkiye’nin kalkinma gündemi, ülkenin bir bilgi toplumuna dönüsmesi ve AB ile uyumlasma sürecini tamamlamasi ile birlikte, istikrarli bir büyüme sergileyen ve daha adil bir gelir dagilimina ve artan küresel rekabet gücüne sahip bir Türkiye vizyonu üzerinde odaklaniyor. Kalkinma öncelikleri, bölgesel farkliliklarin azaltilmasina önem verilmesi ile, gelisen rekabet gücü ve istihdam, adil insani ve sosyal gelisim, yüksek kaliteli kamu hizmetlerinin etkin sunumu ve enerji güvenligi ve verimliligi etrafinda yogunlasiyor.

 
ESOGÜ
 
 
Bugün 36 ziyaretçi (47 klik) kişi burdaydı!
151820061092 Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol